FANTASTİK/ BİLİM KURGU
Yatılı Ruhlar (Soul Dorm)
Burası Yurt.
Burada hepimiz ölümle yaşam arasına sıkışmış birer ruhuz. Nedenlerimiz farklı. Yarım kalmış bir hikaye, bir hata, bir yanlış anlama, pişmanlık, özlem... Amacımızsa ikinci bir şans. Ya bir şekilde hayatın yolunu geri bulacağız ya da mutlak sona yürüyeceğiz.
Ben, evime, mükemmel hayatıma ve kusursuz sevgilime dönmek için her şeyi yapmaya hazırım. Tek sorun, ruh eşin diye yanıma taktıkları kendini beğenmiş oğlan. Ve belki bir de... geride bıraktığım hiçbir şeyin düşündüğüm kadar mükemmel olmadığını keşfedecek olmam...
Lunapark
BİR TREN. DEVASA BİR LUNAPARK. SİHİRLİ BİR DÜNYA!
Melissa, arkadaşlarının doğum günü hediyesi olan biletle Cehennem’in kapısından geçtiği gün hayatının tamamen değişeceğini bilse, belki de o trene asla binmezdi. Işıklar, sesler, sihirli oyuncaklar… Cehennem bir lunaparktan çok daha fazlasıydı. Her şey öyle sıra dışıydı ki, Aslan onu sefil bir iblisten kurtardığında bile Melissa büyünün ardında saklı gerçekleri görememişti.
Aslan, Melissa’nın bildiği her şeyden daha karanlık, daha tehlikeliydi. Hayatı, sevgilisi, arkadaşları yavaşça ellerinden kayarken Melissa’nın tutunabileceği tek bir şey kalmıştı geriye: Aşk.
Ve aşk, büyüyle örülü bu dünyada ona yardım edecek son şeydi.
Karnaval
ŞEYTAN ARTIK YOKTU VE HAYAT AMAÇSIZCA AKIP GİDİYORDU.
Aslan, Sınır’daki vahşet dolu gecenin ardından ortadan kaybolmuştu. Melissa onu hayatta tutan büyük sırdan habersiz, yaşamının tepetaklak oluşunu çaresizce izliyordu ve zaman, Sınır’da vurulduğu anda takılı kalmıştı sanki. Şeytan’a karşı kazanılan zafer dünyayı aydınlığa kavuşturmuş olabilirdi.
Oysa Melissa aylardır karanlık, dipsiz bir kuyuda yaşıyordu.
Tam da bu yüzden, büyük savaşın ardından yeniden canlanan Lunapark’a dönmeye ve etrafını saran karanlıktan kurtulmaya karar verdi. Aslan’ı bir kez daha görmek, ondan yaşadıklarının hesabını sormak zorundaydı. Asla karşılaşmak istemeyeceği koyu bir gölgenin ensesinde olduğundan habersiz, bilinmez bir geleceğe sürükleniyordu. Ve bu yolculukta meleklerin Şeytan’a, düşmanların ise dostlarına hizmet edebileceğini henüz bilmiyordu.
Sirk
CEHENNEM'DE SON BİR RANDEVU. ESKİ DÜŞMANLAR. YENİ UYANAN BİR GÜÇ.
Cehennem Ekspres son kez yola çıkmayı bekliyor. Melezler, kanatsız melekler, ateşten doğmuş iblisler ve elbette Şeytan... Hepsi ve herkes muhteşem bir son için hazır. Asırlar sonra melekler melezlerle yeniden aynı safta. Çember, Şeytan'ın ölümcül oyununa karşı toplandı.
Melissa bir kez daha Lunapark'a dönerken savaştaki rolünü bildiğini sanıyordu. Herkesin kaderini elinde tutan eşsiz bir güçtü o. Tarafını seçmişti. Peki, kalbinde uyanan canavarı kucaklayan tek varlık Şeytan'ken Melissa yüzünü ışığa dönebilir miydi sahiden?
Tek bir seçim kalmıştı yapılacak. Sonunda ya karanlık kazanacaktı ya da aşk.
Sekiz
Dünyanın düzenini korumak için onlara yedi hayat bahşedilmişti. Yedi kez ölecek, yedi kez doğacak, her defasında biraz daha güçleneceklerdi.
Ta ki ruhları yolculuğunu tamamlayıp mutlak huzura erene dek... Işığı çalan Alimlerden de, karanlığa hükmeden Sihirbazlardan da, doğayı kışkırtan Şamanlardan da insanlığı korumanın tek yolu buydu. Onlar Yedilerdi. Yedi kat yer ve yedi kat göğün koruyucuları... Yediden ötesi yoktu, çünkü sekiz, tanrının tahtıydı. Çünkü, böyle bir güç sadece tanrının olabilirdi. Fakat sonra bir gün, içlerinden biri, sekizinci hayatına doğdu.
N.O.A.H. - 1
Bir kurdun keskin dişleri, bir kaplanın pençeleri, bir maymunun çevikliği ya da bir şahinin kanatları... Ne istediğinizi katalogdan seçin ve N.O.A.H. sizi yeni dünyanın yenilmez insanlarından birine dönüştürsün. Elbette ana karada yaşayan zenginlerden biriyseniz... Aksi halde, bizi bulun. Beni ve annemi...
Yo hayır, sırf daha güçlü olmak için genlerini değiştiren o zenginlere hizmet etmiyoruz. Teneke şehirde yaşayan unutulmuşların tek umuduyuz biz ve N.O.A.H.'nın sahip olduğu tüm doktorlardan çok daha iyiyiz.
Nereden mi biliyorum?
Çünkü beş yaşından beri bir kaçağım ben. Annem ölümcül hastalığımı yenmek için tüm kuralları çiğnediği günden beri... Taşıdığım tüm özellikler, yırtıcı pençelerim, gece gören gözlerim, hızım, kuyruğum... hepsi bu adaletsiz düzene bir başkaldırı gibi genlerime kazınmış durumda. Bir kediyim ben, hem de en yırtıcısından. Aynı zamanda da çok öfkeli bir genç kız. Henüz bilmiyorlar, ama bu yozlaşmış sistemi başlarına yıkacak olan güç benim.
Ben Nuh'un gemisinden kovulan kızım. Ve bu, beni avlayabilecek tek oğlanın hikayesi.
N.O.A.H. - 2
Vahşi bir kedinin pençelerine, keskin kulaklarına, her şeyi gören gözlerine sahibim. Ve bunların hiçbiri yaklaşan kıyameti öngörmemi sağlamadı.
Hayır, N.O.A.H.'nın genlerini dönüştürdüğü yenilmez insanlardan biri değilim ben. Bir kaçak, yeraltında bir hayalet ve annemin en kusursuz eseriyim. En azından... o geceye kadar öyle olduğumu sanıyordum. Şimdiyse inandığım ne varsa ellerimde param parça. Gökyüzü Dr. L.'in yarattığı canavarlarla dolu.
Sokaklarda insanlar ölüyor. Virüs de babamın robotları da geri döndü. Bir taraf seçmem lazım, ama duvarın hangi tarafına ait olduğuma emin değilim artık. Ya da kimin hangi tarafta olduğuna...
Ben, bilmeden bu savaşı başlatan kızım. Ve bu, iki dünyayı bir edebilecek tek oğlanın hikayesi. Tabii önce duvar ikimizin de başına yıkılmazsa..
Gölge Şehir
5 kitap olacak Gölge Şehri serisinin ilk kitabı. Sıradaki kitaplar: Gündoğumu, Gündüz, Günbatımı ve Gece.
****
Her insan gölgesiyle doğar, onunla büyür ve ölür. Ben de herkes gibi bir gölgeyle doğdum. Tek farkım, onu görebilmem. Zaten o yüzden şu an buradayım, Gölge Şehri'nde. Bu hayattaki tek arkadaşımın peşinden ışığa daldım. O zaten bir ölüydü. Oysa ben geçidi geçtim ve hala yaşıyorum...
Kondrit
".....Elbette bütün bunların bir nedeni vardı. Bu karamsarlığın, boşalan yolların, kapanan mağazaların, hatta yayılan hüzünle ışığı solan güneşin bile suçlusu aynıydı. Çok uzaklardan, uzaydan bir meteor yaklaşıyordu dünyaya. Üstelik beraberinde virüs de getiriyordu. Ne insanları, ne bitkileri, ne de hayvanları etkileyecekti. Hatta belki can düşmanlarını bile... Yalnızca onlar için geliyordu. Yıllar önce başka bir meteorun dünyaya düşmesiyle sınırsız alana yayılan mikroorganizmalardan oluşmuş olan bu ırkı yok etmek için programlanmıştı sanki. Yapılabilecek tek bir şey vardı: insanlardan yardım almak......" Ve bu herkesin hayatını değiştirecekti.
YENİ / GENÇ YETİŞKİN
Aynalı Salon
Yasak bir aşktan kaçan İrem'in yeni partneri Meriç sayesinde girdiği; birbirinden kusursuz dansçılarıyla ünlü dans okulunda yaşadığı inişli çıkışlı, heyecan, entrika, en çok da aşk ve tutku dolu hayatı...
Çünkü sahne ışıkları kapandığında, şaşalı kostümler çıktığında ve o aynaların karşısında çırılçıplak kaldığında ne geçmişini saklayabilirsin ne de gerçek hislerini.
Bahar Uykusu
Daha beş yaşındayken uykusunda evini yakan bir kız. Bir uyurgezer.
Beş yıl sonra eve dönen genç bir adam.
Ege. Zeytin bahçeleri. Lise hayatı. AŞK. AŞK. AŞK. Arkadaşlar. Dostlar. Düşmanlar. Büyük bir sır. Korkunç bir entrika. Kırılan kalpler ve kırıklar için bolca damla sakızı.
***
Cemre toprağa düşünce
Rüyalar bahar kokarmış...
Bir Kayıp Aşk Şarkısı
Kural bir... İçkiliyken sakın video çekmeyin!
Kural iki... Eğer bir video çektiyseniz onu sakın internete yüklemeyin, yüklettirmeyin!
Ve kural üç... Asla ama asla ilk şarkınızı milyonların sevgilisi olan bir pop stara yazdığınızı ve ona hala delice aşık olduğunuzu o videoda söylemeyin!
Ben bu kurallardan hiçbirine uymadım. Ve sonra ne mi oldu?
YAZIM AŞAMASINDA OLANLAR
Luna
Luna kayalıklardan ölüme atladığında onu kurtaranın uzak bir gezegenin prensi olduğunu bilemezdi. Tıpkı Jae'in o kıza yardım ederek hayatını tamamen değiştirdiğini bilemeyeceği gibi. İnziva için Dünya'yı seçmek onun fikri bile değildi. Tahta çıkıp krallığın tüm sorumluluğunu yüklenmeden önce geleneklerine göre kendini dinleyerek geçirmesi gereken birkaç günü vardı sadece.
Ama aşk merak etmek demekti. Ve Jae bu Dünya'lı kızı merak ediyordu. İsmi gibi ayı andıran gözlerini, hüzünlü tebessümünü, söylediklerini, söyleyemediklerini...
Peki bu merak yıldızlar arası bir savaşın içine düşen Dünya'lı bir kızın su krallığında, perilerin, balık adamların ve büyünün ortasında hayatta kalmasına yetecek miydi?
Fabrika
Fabrika nükleer savaşlarla yok olmuş bir gezegende ayakta kalmış son kaleydi. Tenekeden bir yer altı mezarı... Üretimin durmadığı bir mutfak... Bir lokomotif... Bantlar hız kesmeden çalışıyor, insanlar metal uzuvlarıyla, mekanik gözleriyle ve vidalarla dolu organlarıyla Kollar Birliği'nin verdiği görevlerde çalışıyordu. Hayatın kendine has bir düzende, bir şekilde devam ettiği söylenebilirdi. En azından yukarı dünyadan davetsiz bir misafir Fabrika'nın paslı duvarları arasında bulunana dek...
Bir kızdı o. Tek bir metal parçası bile olmayan bir insan, bir anomali. Ulu Umoanjan seçimini yapmış, kızın ölmesini istemişti. Bu, Fabrika'daki düzeni korumak için gerekliydi elbette.
Yetim bir makinist çırağının bu yüce tanrıya katılmayacak ve tüm planları alt üst edecek olması ne talihsizdi.
Kaza Vakti
Tan zengin bir ailenin kalp hastası oğludur. Geçirdiği trafik kazasında çarptığı adamın kalbi ona takılınca hayata yeni bir başlangıç yapar. Tıpkı kazadan sağ çıkan kız gibi... Ama Tan'ınki çalıntı bir hayattır ve ona ikinci şansı veren büyünün uyanması için sadece bir kez daha karşılaşmaları yetecektir. Ve günahkar dudaklar bir kez açıldığında, bu kalbe dokunmuş herkes laneti en vahşi haliyle tadacaktır.
***
Büyü işe yaramıştı. Kaza tam da olması gereken zamanda gerçekleşmişti. Kurban edilen cana karşı kazanılan yeni bir hayat... Her şey onun istediği şekilde ilerlemiş, yeni kaderini şekillendirmek için döktüğü kan belli ki şeytanı tatmin etmişti. Kızın hayatta kalmış olması sadece önemsiz bir detaydı. Ve bu önemsiz detay gerçek hikayenin başlangıcı olacaktı.